Cumhurbaşykanı Tayyip Erdoğan'ın 7 maaşını bağışlayarak başlattığı kampanya tartışmalara neden oldu. Kampanya ile birlikte İçişleri Bakanlığı'nın CHP'li 4 Belediye'nin başlattığı kampanyayı iptal eden genelge di tartışmaların bir ayağı oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı kampanyaya bağışlar sosyal medyada gösteriye dönüştü. Milli Eğitim bünyesinde yardım kampanyasının kötüye kullanıldığını ortaya koyan sosyal medya yazışmaları dikkat çekti. Bir okul Müdürü'nün öğretmen ve velilerden yardım isteyen sosyal medya yazışması tepkilere neden oldu. Özellikle öğretmenlerden yaptıkları bağış dekontlarının istenmesi tepki topladı.
Olaya Eğitim İş Sendikası da tepki gösterdi. Okul Müdürü'nün öğretmenlere, "Dekontlarınızı gönderin. İlçe Milli Eğitim Müdürü'ne göndereciğim" demesi baskı olarak algılandıgı tartışmalarını gündeme getirdi.
Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, yaptığı açıklamada, "Salgın gibi ülkenin bütününü sağlık ve de ekonomik bakımdan olumsuz etkileyen bir süreçte en önemli konu insan hayatıdır" vurgusunu yaptı. Yıldırımın açıklaması şöyle:
"Ddevlet idaresi insan yaşamını korumak adına iş hayatını sınırlayan kararlar aldığında ilk yapması gereken çalışamayan ve yoksul insanlarımızın madur olmalarını önlemektedir. Salgın durumunda bulunan tüm ülkeler kendi vatandaşına evde kaldığınca maaş kaybı ve diğer kayıplarını öderken Türkiye de Cumhurbaşkanı başkanlığında halktan yardım isteyerek ihtiyaç sahiplerine dağıtmak istemesi Türkiye nin hem ekonomik hem de idari olarak ne kadar kötü yönetildiğinin göstergesidir. Üstelik yardım edenlerin dekontlarının istenmesi ve liste yapılması utanç vesikasıdır. Hazinede para kalmadığının apaçık itirafı olduğu bir tarafa ,yardım olayının reklam ve gelecek süreçte BASKI unsuru olarak kullanılması devlet ciddiyetinden ne kadar uzak kalındığınıda
göstermektedir . EĞİTİM İŞ sendikası olarak devletin vergilerinin rantiyecilere ve sermaye sahiplerine değil adil ve eşit bir şekilde yoksul halka ve emeğiyle geçinen yurttaşlarımıza verilmelidir."